Doğru Danışmanlık Almayan Şirketlerin Düştüğü Hatalar

serhat agaya
13 Ara
2 dakikada okunur

Türkiye’de şirketlerin büyük bir kısmı danışmanlığı gereksiz maliyet olarak görmeye devam ediyor. Oysa günümüz iş dünyasında danışmanlık; yalnızca sorun çıktığında başvurulan bir destek değil, stratejik bir büyüme aracıdır. Doğru danışmanlık almayan şirketler, farkında olmadan aynı hataları tekrarlar ve zamanla rekabet gücünü kaybeder.

Bu makalede, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerin danışmanlık almadan yol alırken en sık düştüğü hataları, yönetim, finans, insan kaynağı ve strateji perspektifinden ele alıyoruz.

Doğru Danışmanlık Almayan Şirketlerin Düştüğü Hatalar

1. Kişisel Deneyimi Kurumsal Akılla Karıştırmak

Birçok işletme sahibi şu cümleyi kurar:

“Bu sektörde 20 yıldır varım, ne yapacağımı biliyorum.”

Deneyim elbette değerlidir. Ancak deneyim ile veri temelli karar alma aynı şey değildir. Danışmanlık almayan şirketlerde kararlar genellikle:

Geçmiş alışkanlıklara
Kişisel sezgilere
Güncelliğini yitirmiş yöntemlere

dayanır.

Oysa profesyonel danışmanlık, dışarıdan tarafsız bir gözle;

Veriyi analiz eder
Kör noktaları ortaya çıkarır
Deneyimi sistematik bilgiye dönüştürür

Sonuç: Deneyimle yönetildiğini düşünen şirket, aslında geleceği kaçırır.

2. Sorun Çıkmadan Önlem Almamak

Türkiye’de danışmanlık genellikle kriz anlarında gündeme gelir:

Nakit akışı bozulduğunda
Çalışanlar ardı ardına istifa ettiğinde
Satışlar düştüğünde

Oysa doğru danışmanlık yaklaşımı, sorunları ortaya çıkmadan önce tespit etmeyi hedefler.

Danışmanlık almayan şirketlerde:

Riskler raporlanmaz
Senaryolar çalışılmaz
Önleyici planlar oluşturulmaz

Bu da şirketleri sürekli yangın söndürme modunda çalışmaya iter.

3. Finansal Kararları Muhasebe ile Sınırlamak

En sık yapılan hatalardan biri, finans yönetimini yalnızca muhasebe kayıtlarıyla sınırlamaktır.

Danışmanlık almayan şirketlerde genellikle:

Karlılık analizi yapılmaz
Ürün bazlı maliyetler bilinmez
Nakit akışı projeksiyonları hazırlanmaz

Muhasebe geçmişi gösterir; danışmanlık ise geleceği planlar.

Finansal danışmanlık almayan şirketler, farkında olmadan kârlı görünüp zarar edebilir.

4. İnsan Kaynağını Stratejik Bir Güç Olarak Görmemek

“Nitelikli çalışan bulamıyoruz” cümlesi artık neredeyse her sektörde ortak bir şikâyet.

Ancak sorun çoğu zaman çalışanlarda değil;

Yönetim anlayışında
Rol tanımlarında
Performans ve geri bildirim sistemlerinde

Danışmanlık almayan şirketlerde:

Yetkinlik bazlı işe alım yapılmaz
Çalışan bağlılığı ölçülmez
Kurumsal kültür tesadüflere bırakılır

Bu durum yüksek devir oranına ve bilgi kaybına yol açar.

5. Büyümeyi Sadece Ciro Artışı Sanmak

Birçok şirket için büyüme, yalnızca daha fazla satış yapmak anlamına gelir. Oysa kontrolsüz büyüme:

Operasyonel kaosa
Kalite düşüşüne
Karlılığın erimesine

neden olabilir.

Danışmanlık almayan şirketler büyürken;

Organizasyon yapısını güncellemez
Süreçleri ölçeklemez
Yönetim kapasitesini artırmaz

Sonuç: Şirket büyür ama sistem küçülür.

6. Rakipleri Taklit Edip Strateji Oluşturmamak

“Rakip böyle yapıyor, biz de yapalım” yaklaşımı kısa vadede cazip görünse de uzun vadede ciddi riskler barındırır.

Danışmanlık almayan şirketlerde:

Farklılaşma stratejisi gelişmez
Marka kimliği netleşmez
Pazardaki konum belirsiz kalır

Danışmanlık, şirketin kendi gerçeklerine uygun strateji geliştirmesini sağlar.

7. Danışmanlığı Gider Kalemi Olarak Görmek

En temel hata budur.

Danışmanlık;

Maliyet değil
Gider değil
Lüks hiç değildir

Doğru danışmanlık;

Yanlış karar maliyetini düşürür
Zaman kaybını önler
Şirketi sürdürülebilir kılar

Danışmanlık almayan şirketler, çoğu zaman danışmanlık bedelinden çok daha fazlasını yanlış kararlarla kaybeder.